29 Eylül 2015 Salı

Tatilde Ofis Yönetmenin Yolları

Ofis yöneticilerinin tatile ihtiyacı olduğu bir gerçek. Ancak ofis yönetimi oldukça komplike ve zor bir iştir. Bazen ofisten birkaç saat ayrılmak bile, işlerin karışmasına neden olabilir. Özellikle işlerin yoğun olduğu vakitlerde yönetimi elden bırakmak, işleri daha da zorlaştıracaktır. Ofisinizi uzaktan da kolaylıkla yönetebileceğiniz birçok seçenek vardır; ama ne olursa olsun aklınızın ofiste kalması normaldir. Tüm bunlara rağmen biraz toparlanmalı, kafa dinlemeli, kitap okumalı ve eğlenmelisiniz. Arkanızda sağ kol denebilecek şekilde güvenilir bir eleman bırakmak belki biraz rahatlatıcı olabilir. 

Tatile çıktığınızda ofisi uzaktan yönlendirebilmeniz için bilgisayar, tablet ve akıllı cep telefonu gibi ekipmanları yanınızda bulundurmanız gerekecektir. Böylelikle ofisle sürekli iletişim halinde olabilirsiniz. Çalışanların kafasına takılan sorularda ve yetki gerektiren konularda danışmasını kolaylaştırmak için de bu cihazlar gerekli olacaktır. Gerisi tatilin keyfini çıkartmaktan ibarettir.

Telefon Yönlendirmek 


Ofis telefonunu cep telefonuna yönlendirmek bir seçenek olabilir. Ancak bu yöntem sürekli rahatsızlık verici olabilir. Diğer türlü personel önemli bir konu olduğunda sizi arayacakken; bu yöntemde telefonlar direk gelecektir. Tatildeyken bu durum can sıkıcı olabilir. Yine de bu şekilde rahat edecekseniz; internetten küçük bir araştırma yaparak telefon yönlendirme konusunu halledebilirsiniz.

Mail ve Mesaj Yoluyla İletişim 


Telefonla konuşmak, mail ya da mesaj ile iletişim kurmaya göre daha nettir ve kısa sürer ama tatilde ciddi kesintiye neden olur. Arkadaşla ya da aileyle gidilen tatilde sürekli çalan bir telefon, diğer misafirleri de rahatsız edebilir. Bunun yerine personelden durumla ilgili saat başı minik raporlar istemek daha uygun olacaktır. Acil durumlarda telefonlaşma, diğer zamanlarda ise mesajlaşma ofisi yönetmenin en uygun yoludur.

Güvenilir Personele Sınırlı Yetki Vermek 


Uzun yıllar beraber çalışılan, işin altından başarıyla kalkacağı düşünülen kişilere sınırlı olmak üzere yetki verilebilir. Ciddi konularda yine telefonla onay alınması, yetkinin tamamen verilmemesi en doğrusudur. Yetki vereceğiniz kişinin, acil durumlarda durumu idare edebilme yetisine sahip olmasına, hızlı düşünebilmesine dikkat etmelisiniz. Eğer iş yeriniz ortaklıkla kurulmuş bir yer ise ortağınıza yönetimi devredebilirsiniz. Neticede personelin de denetiminin yapılmasına ihtiyaç vardır. 

Teamviewer Kullanmak 


Teamviewer, bilgisayar ve mobil cihazlar üzerinde çalışan ve uzaktaki diğer cihazlara bağlanarak yönetmeyi sağlayan olağanüstü bir programdır. Bağlantıyı koparmadan ofisteki bilgisayarınıza dilediğiniz zaman bağlanabilirsiniz. Bu şekilde bilgisayarda yer alan dosyalara, verilere, grafiklere, tablolara, raporlara ulaşabilirsiniz.

Teamviewer ile bağlıyken bilgisayardan bir veriyi mail ile yollayabilir, ofisteki bilgisayarda kurulu olan tüm programları uzaktan yöneterek kullanabilirsiniz. Kısacası program sayesinde ofisteki bilgisayarınızın başındayken yapabileceğiniz her şeyi yapabilmeniz mümkündür. Yalnızca sistemsel açıdan küçük bir yavaşlık söz konusudur. Ancak kesinlikle denemeye değer ve uzaktan ofis yönetmenin en kontrollü yoludur.

Online Sistemler Kurmak 


İş yerinizde online sistemler kurarak internet olan her alanda çeşitli bilgilere ulaşabilirsiniz. Bir bakıma yazılım konusu ile ilgili olan bu sistem, günümüzde birçok iş yeri tarafından kullanılmaktadır. İnternet sayfaları üzerinden veri girişi yapabilir ve giriş yapılan bilgiyi anında görüntüleyebilirsiniz. Üstelik bu sistem sayesinde sadece yönetici değil; çalışanlarda güncel bilgileri net şekilde görebilmektedir. Ancak bu yazılım tatile gitmeden hemen önce yapılabilecek bir uygulama değildir. Bunun önlemini baştan almalısınız; çünkü yazılımın yapılması uzun sürebileceği gibi, geçmiş veri girişlerinin de yapılması zaman alacaktır. Çok önceden bu sistemi kurmak ve tatile rahatça çıkmak en doğrusu olacaktır.

Takvimi Ayarlamak 


Toplantı, randevu ya da işle ilgili takvimsel detayları içeren her şeyi, tatilinizden önce ayarlamalısınız. Tatil dönemine toplantı denk gelmemesine özen göstermelisiniz. Aksi halde iptal etmesi oldukça zor olabilir.

8 Ağustos 2015 Cumartesi

İthalat ve İhracat Nedir?

Akşam haberlerinde ya da ekonomi sohbetlerinde sıklıkla, ithalat ve ihracat terimlerini duyarız. Özellikle ülkelerin arasındaki bloklaşmaların kalkmasıyla, ekonomilerindeki harektlilik bu kavramları önemli hale getirdi. Ülkelerin sağlık hizmetlerinden eğitim seviyesine, şehirleşme oranından sanayi hareketlerine varıncaya kadar; bir ülke için nefes kadar önemli olan kriterler bu iki ekonomi kavramıyla ilişkilendirildi. Hepimizin az çok aşina olduğu bu iki terimi daha yakından inceleyelim.  

İthalat Nedir?


İthalat; kendi ülkenizde eksikliğini hissettiğiniz, işlenmiş ya da ham şekilde bulunan malların para karşılığı satın alınması ve ülkeye getirtilmesidir. Diğer bir terim olarak dış alım olarak da bilinmesinin yanı sıra; ihracatın fazla olması, cari açık oluşumunu etkiler ve pek istenmeyen bir durum oluşturur. Genelde gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerin ithalata yönelik ekonomisi varsa, zor dönemler geçirmeleri kaçınılmazdır.

Ülke, ne zaman kendi kendine yetebilecek kapasiteye yaklaşırsa; düşük enflasyon ve faiz oranları ile birlikte büyüme rakamlarında istikrar yakalar. Gelişmiş ülkelerin ihracat rakamlarına olabildiği kadar yaklaşırsa, o zaman işler daha iyi duruma gidiyor demektir. İthalatı kimler yapabilir şeklinde bir soru yöneltilecek olsa cevabımız; "tüzel ve özel kişiler, bizzat devlet tarafından ve kamu iktisadi kuruluşlarca gerçekleştirilebilir," olur.

İhracat Nedir? 


Kendi ülkenizde üretilen malların başka bir ülkeye satışının gerçekleşmesi, yani ülkeye döviz girdisinin sağlanmasıdır. Uluslararası piyasada rekabet gücünüzü artıracağı için, sıcak para girişi sağlanır. Bu işlemi gerçekleştiren şirketlerinse gelirleri arttığı için daha fazla vergi alınabilmesi anlamına da gelmektedir. Dünyadaki en büyük buğday üreticisi konumunda Rusya vardır. Buradaki tarlalarda karışıklık çıkması durumunda, denge sağlanamazsa fiyatlar tavan yapar. Bu nedenle üretiminin farklı ülkelerde yapılması aradaki uçurumu önlemektedir.

Cari Açık Nedir? 


Bir ülke üretiyor, fakat ürettiğinden daha fazla harcıyorsa; yapılan bu harcamayı diğer ülkelerden borçlanarak karşılarsınız, buna da cari açık denir. Daha basit anlatımı ile ithalatın ihracatı geçmesidir, şeklinde özetlenebilir. Üretimden fazla yapılan harcamayı kazançlı yatırımlar oluşturmak için kullanıyorsanız, borçlarınızı ödemek için güzel bir yol izliyorsunuzdur. Fakat harcamalar, uzun sürede geri dönüşü olabilecek kamu yatırımları veya bütçe açıklarındaki sorunları kapatmak amacıyla yapılıyorsa; yurtdışından borçlanıyorsunuz demektir ve bu vakitte cari açık önemli bir sorun anlamına geliyor.

Genelde politikacı veya bürokratlar tarafından bu açığın azaltılmasına ilişkin yönetim, pek verimli olmaz. Ülkenin ana ithal ürünlerini, hemen hemen aynı kalitede kendisinin üretmesi ve dışa bağımlılığının azaltılması gerekmektedir. Bunu genelde gelişmiş ülkeler yapabiliyor, çünkü AR-GE çalışmalarına yeteri kadar bütçe ayırırlar ve ihracatları daha fazladır.

Hangi Ürünlere Daha Fazla Yoğunlaşmalıyız? 


Cari açık riskini en hızlı azaltan üretim malları; sebze, meyve, ham yağlar kesinlikle değildir. Ucuz sayıldığı için ne kadar çok satarsanız satın; hiçbir zaman araba, cep telefonu, bilgisayar, savunma ve saldırı silahları, teknolojik cihazlar, elektronik ürünler kadar etkili olamaz. Dünyanın önde gelen ihracatçılarından biri olmak isteniyorsa, üretebilen ve pahalı ürünler oluşturabilen bir yapı oluşturulmalıdır. Bunun yanında ürünün kalitesi dünya standartlarına çok yakın ya da daha ilerisinde olmalıdır. Bu alanda Türkiye ilerlemektedir. Unutulmamalıdır ki cari açık bir anda asla ortadan kalkmaz, zaman gerekli ve hükümet politikalarının ne derece verimli olduğunu incelemek gerekiyor.

31 Temmuz 2015 Cuma

Tatilde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yorucu bir çalışma döneminin ardından eğlenceli ve kaliteli bir tatil geçirmek herkesin arzusudur. Tatil yaparken sadece stres atmak, eğlenmek ve dinlenmek değil; değişmek, yinelenmek ve yeni bir yıla daha hazırlıklı başlamak da amaçlanmalıdır. Yurtiçi ya da yurtdışında tatil yapmak isteyenlerin dikkat edilmesi gereken unsurların olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Tatil için önceden planlama yapma ve buranın iyice araştırılarak tercih edilmesi çok önemlidir. Ayrıca seçilen yerin, tatil yapılacak tarihler arasındaki hava durumunun ne olacağı da araştırılmalıdır.

Tatil merkezi seçiminden sonra gitmeden önce yapılmak istenilen aktivitelerin önceden planlanması, tatil esnasında kafa karışıklığını ortadan kaldıracaktır. Bütçenizi yapacağınız aktivitelere göre ayarlamak için bu durum şarttır. Kalınacak olan otelin önceden araştırılması, ona göre rezervasyon yapılması ve gerekiyorsa uçak biletlerinin erkenden alınması tavsiye edilir.

Yurtdışı Tatili için Nelere Dikkat Edilmeli? 


Yurtdışına seyahat etmek isteniyorsa, fiyatların düşük olduğu sezonda araştırmalar yapıp gitmek, daha uygun olacaktır. Ayrıca uçak biletinin karşılaştırmalar yapan internet sitelerden alınması, en makul biletin bulunup alınmasını sağlar. Tatil esnasında yemek yenilecek olan mekanlarda, menüde yer alan fiyatları görmeden sipariş verilmemelidir ve fiyatlar uygun görüldüğünde tercih sebebi olmalıdır.

Farklı ülkelere gidilmesi gerekiyorsa; geleneksel yemekleri tatma isteği durumunda, şehrin şık lokantaları yerine arka sokaklarda kalan lokantaları tercih etmek ekonomik açıdan rahatlık sağlayacaktır. Yurtdışında tatil için büyükçe bir sırt çantası işe yarar. Eğer yeterli gelmezse, küçük tekerlekli bir valiz de alınabilir; ancak uzun dönemli seyahat için büyük boy bir valiz ve sırt çantası gerekir.

Valiz hazırlanırken yeni alınacak olan eşyalar için de yer ayrılmalıdır. Yoksa daha sonra bu konuda sıkıntı çekilebilir. Yurtdışı tatili esnasında yeni arkadaşlar edinmek hem yabancı dilin gelişmesine katkı sağlar hem de farklı kültürleri daha yakından tanımaya imkan sunar. Tatile çıkarken tren ya da otobüs yolu ile gitmek, farklı ülkelerin içinden geçerek; ana tanık olmayı sağlar. Ayrıca bu durum, uçaktaki anilik hissini ortadan kaldırır ve ekonomik açıdan da daha uygundur.

Yurtiçinde Tatil Yapmak İsteyenler 


Yurtiçinde tatil yapmak isteyenler için de özellikle yaz aylarında, eğlenme ve dinlenme imkanı sunan kaliteli mekanlar mevcuttur. Bu tatil merkezlerine giderken, eğer yaz ayında tatil yapılacaksa; güneşlenme esnasında cilt kanseri gibi hastalıklara yakalanmayı önlemek ve kaliteli bronzlaşma sağlamak için çantaya mutlaka bir güneş kremi atılmalıdır. Bunun dışında geceleri de eğlenme imkanı sağlayan bu mekanlar, eğlenerek dinlenmeyi seven insanlar için önemlidir. Ancak yıl boyu hareketli bireyler için, aşırı yorucu eğlencelere uzun süreli katılımlar önerilmez. Bunun yerine daha huzur verici bir şekilde denizle ve güneşle içi içe, gündüz vakti dinlenmeleri önerilir.

Tatil çantası ya da bavulu hazırlanırken, boş yer bırakmak yeni alınacak eşyalar için önemlidir ve böylelikle sıkıntı yaşanması engellenir. Valize birçok ayakkabı sıkıştırmaya çalışmaktansa, gerekli birkaç ayakkabı konulması yeterlidir. Böylelikle daha boş yer kalacaktır. Tatil çantası hazırlarken, gerekli tatil malzemelerini aldıktan sonra; herhangi küçük bir kaza durumuna karşı küçük bir ilk yardım çantası almak işi kolaylaştıracaktır.

Turlarla Yapılan Tatillerde Dikkat Edilmesi Gerekenler 


Tura çıkmadan önce iyice araştırılma yapılması ve seyahat acentesinin beklentilere göre seçilmesi önemlidir. Tur programları genellikle bireysel gezilere göre ekonomik açıdan daha pahalı olsa da bazen bazı tur programları geniş kitlelere imkan sunduğu için daha uygun fiyatlara gezme imkanı sunabilir. Tura dahil olan programlar, iyice incelenip ona göre bir bütçe ile hareket edilmeli ve beklentilerinin tam olarak karşılanabilmesi için, tur programı iyice gözden geçirilmelidir. Ayrıca sadece gerekli eşyaların alınması tur esnasındaki fazlalık oluşumunu da engellemiş olur.

22 Temmuz 2015 Çarşamba

Doğru Araba Kullanmak için Tavsiyeler

Araba kullanmak başlı başına çok büyük bir sorumluluk gerektirir. Kendi canınızın yanında birçok insanın canı da size emanettir. Sürücü kurslarında araba sürmeyi öğrenerek ehliyet almak, iyi bir şoför olunduğu anlamına gelmez. Usta bir şoför olana kadar yapılması gereken sorumluluklar bulunmaktadır. Her şeyden önce sürülen arabada can taşındığı unutulmamalı ve arabaya her binişte akla getirilmelidir.

Saniyeler içinde meydana gelen kazalar, ihmaller ve ufak dikkatsizlikler sonucu oluşmaktadır. Küçük maceraların geriye dönüşü olmayan kazalara yol açacağı bilinmektedir. Arabaya binip koltuğa oturulduğunda rahatlık önemlidir. Arabanın koltuğu rahat edeceğiniz pozisyonda olmalı, kıyafet ve ayakkabılar arabayı rahat kullanmanıza engel teşkil etmemelidir. Daha koltuğa oturulan ilk anda yan ve arka aynalar sürücünün boyuna ve görüş açısına göre ayarlanmalı, emniyet kemeri her uzaklık için erinmeden takılmalıdır. Tüm bu hazırlıklardan sonra, yeni araba kullanmaya başlayanlar nelere dikkat etmelidir?

Araba Kullanmaya Yeni Başlayanlar için Tavsiyeler 


Ehliyetini yeni alan ve yanında eğitmen bulunmadan, trafiğe çıkan bireylerin dikkat etmesi gereken ayrıntılar bulunmaktadır.

  1. Kafanız Dağınık Olduğunda Araba Kullanmayın: Araba kullanmak yeni başlayanlar için zor, alışkanlık haline getirenler için oldukça kolay bir uğraştır. Fakat dikkat her zaman her şartta gereklidir.
  2. Araba Kullanmak Hızlı Refleks İster: Hızlı refleks zamanla oluşacaktır. Ehliyet alır almaz kendinizi usta şoför sanmayın.
  3. Yeni araba kullanmaya başlayanlar, uzun bir süre tenha yollarda araba kullanmalıdır: Büyük şehirlerdeki trafik fazla yoğun akmaktadır. Kırmızı ışıkta biriken kalabalık ve santim santim ilerleyen trafik, insanları tahammülsüz hale getirir. Bu yoğunlukta çoğu şoför hız sınırını dikkate almaz ve trafik oldukça hızlı akmaktadır. Henüz araba kullanmaya başlayan acemi şoförlerin, bu trafiğe ayak uydurması oldukça zordur. Bu sebeple trafiğin fazla kalabalık olmadığı yollarda araba kullanmaya başlayarak, tecrübe kazanmak önemlidir.
  4. Fazla cesaretin sonu iyi bitmeyebilir: Yeni araba kullanmaya başlayan gençlerde, kısa sürede hız yapma tutkusu gelişir. Oysa kazaların büyük çoğunluğu, hız tutkusundan kaynaklanmaktadır. Yollardaki hız sınırlar dikkate alınmalı ve aşılmamalıdır. 

Uzun Süre Araba Kullananlar için Tavsiyeler 


  1. Gençler trafiğin akışına aldırış etmeden yollarda yarış yapmaktadır: Bu ufak maceraların geri dönüşü olmayan kazalara yol açabileceği unutulmamalıdır.
  2. Arabaya her binişte kemer takmak önemlidir: Son çıkan trafik kurallarına şehir içinde de kemer kullanma zorunluluğu eklenmiştir. Trafik kemeri hayat kurtarır. Ani gelişen kazalarda, sert darbe almanızı, hatta arabadan fırlamanızı önleyecektir.
  3. Alkollü araba kullanmak kazaya davetiye çıkartır: Sarhoşken konuşmakta, yürümekte zorluk çeken bireylerin, dikkatli araba kullanması beklenemez.
  4. Çocuklar asla ön koltuğa oturtulmamalıdır: Çocuklu aileler, çocuklarını arka koltuğa oturtmalı, bebekleri ise bebek koltuğunda taşımalıdır.
  5. Yol durumuna göre lastik kullanılmalıdır: Karlı havalar için kar lastiği kullanılmalı, yağmurlu havalarda ise kayma tehlikesine karşı yavaş araba kullanılmalıdır.
  6. Arabanın limitinden fazla insan veya yük taşınmamalıdır: Gereğinden fazla insan yüklenen araba, sıkışıklık nedeni ile şoföre rahat hareket imkanı vermez. Görüş açısını da daraltan sıkışıklık, araba kazalara davetiye çıkartacaktır.
  7. Şehir içinde veya dışında, motosiklet ve bisikletlere dikkat etmek gerekir: Çok süratli giden motosikletler, birçok kazaya sebep olmaktadır. Aynalardan gördüğünüz motosikleti mutlaka takibe alın, onlar için önceliğin kimde olduğu önemli değildir. Bisikletler ise ara yollardan aniden karşınıza çıkabilir. Bu sebeple, her kavşakta yavaşlamak ve gerekli önlemleri almak gerekir.
  8. En önemlisi sürat yapılmamalıdır: Gidilecek yere birkaç saat geç gitmek, hiç gidememekten iyidir. Her gün yenisini duyduğumuz trafik kazalarının çoğu, sürat nedeni ile olmaktadır.

9 Temmuz 2015 Perşembe

Akıllı Telefonların Şarj Ömrü İçin Neler Yapılabilir?

Lise öğrencilerinden iş adamlarına kadar her kesimde akıllı telefonlar kullanılıyor. Akıllı telefonlarda hayatı kolaylaştıran uygulamaların yanı sıra, birçok eğlence amaçlı oyun ve uygulama da yükleniyor. İnternet bağlantısı, kapatılmayan uygulamalar akıllı telefonların şarjlarının kısa sürede bitmesine neden oluyor. Akıllı telefonların şarj ömrü bir günü bile bulmuyor. Neredeyse her an her dakika şarj etmek gerekebiliyor.

Bu durum kullanıcıları rahatsız ederken, uzmanlar tarafından da şarj sorunlarının tespit edildiği akıllı telefonlar geçer not alamıyor. Herkes şarjının daha uzun süre gitmesini, bir kafede otururken dahi telefonu şarja takma gereksinimi hissetmemek istiyor. Fakat sosyal medya ağlarında uzun süre gezinmek, fotoğraf çekimi, oyun oynamak, ulaşımla ilgili uygulamalar şarj ömrünü kısaltıyor. Akıllı telefon alırken şarj ömrü artık her şeyden önemli olarak görülüyor. Herkesin ortak sorunu olan bu şarj ömrü meselesini birkaç program yüklemesi ile çözmeye çalışılıyor.

Battery Doctor 

Şarj ömrünü uzatmak için kullanılan programlardan biri olarak görülüyor. Bu uygulama telefonun ne kadar şarj süresinin kaldığını tahmin ederken aynı zamanda gereksiz yere açık kalan, şarj yiyen uygulamaları kapatıyor. Google Play vb. mağazalardan ücretsiz indirilen telefonlar şarj ömrünüzü normalin üzerine çıkarabilirsiniz.

Du Battery Saver 

Bu uygulama ücretsiz bir uygulamadır. Geri planda açık kalan, şarj ömrünü kısaltan uygulamaları kapatır. Aynı zamanda sağlıklı şarj etme aralıklarını sizin için belirleyerek telefonun pil ömrünü uzatıyor. Kalan pil ömrünün ne kadar süre dayanacağını da kullanıcıya bildiriyor.

Juice Defender 

Akıllı telefonlarda güç kaybını önlemek için kullanılan popüler ve ücretsiz bir uygulamadır. Bugüne kadar 7 milyon kişi tarafından indirilip, kullanılmıştır. Özel fonksiyonlara sahip uygulama geri planda kalan uygulamaları kapatarak şarj tüketimini azaltmayı amaçlamaktadır.

Easy Battery Saver Bu uygulama sizin seçmeniz için 5 seçenek sunmaktadır. Normal Mode, General Power Saving Mode, İntelligent Power Saving Mode, Super Power Saving Mode ve Advanced Customized Mode seçeneklerden kendiniz için en uygun olanı seçerek kullanmaya başlayabilirsiniz.

Battery Widget Reborn 

Ücretsiz bir uygulama olan Battery Widget Reborn, popüler şarj ömrü uzatan uygulamalar arasında yer almaktadır. Pilin kalan süresi, sıcaklığını ve voltajını kullanıcıya bildirmektedir. Çalışan uygulamaların da ne kadar şarj tüketeceğini hesaplayarak kullanıcıya göstermektedir. Bazı markalar şarj sorunu şikâyetleri için özel yöntemler geliştirmiş ve bunu müşterileriyle paylaşmışlardır.

HTC Markası Tarafından Önerilen Şarj Etme İşlemi 


Şarj sorunu yaşayanlar için öneride bulunan HTC uzmanları, müşterilerinin şarj problemlerine karşı bir yöntem geliştirdiler. Cihazı açtıktan sonra 8 saat aralıksız ve şarjdan çıkarmadan şarj etmelerini söylediler. Ardından telefonu kapatıp 1 saat kapalı bir şekilde şarj etmeleri gerektiğini belirttiler. 1 saat sonra telefonu şarjdan çıkarıp 2 dakika beklettikten sonra 1 saat daha şarjda tutarak batarya ömrünü uzatacaklarını, şarjın daha uzun süre dayanacağını bildirdiler.

Programsız Şarj Süresi Uzatma Yöntemleri 


Program kullanmadan şarj süresini uzatmak için birkaç basit yöntem almalısınız. Öncelikle ekran parlaklığını en üst seviyede tutmayın. Kullanırken orta, uyurken veya telefonu kullanmadığınız zamanlarda ekran parlaklığını sıfırda tutun. Titreşim özelliği çok gerekli değilse kapatın. Gündüz ve aydınlık ortamda fotoğraf çekerken flash kullanmayın. İnternet bağlantısı ve GPRS gibi bağlantılar şarj ömrünü kısaltır. Kullanmadığınız zamanlarda internet bağlantısını kapalı tutun. Oyun gibi birçok uygulamayı kullandıktan sonra geri planda açık bırakmayın. Geri planda açık kalan uygulamaları kapatmamak şarj ömründen yemektedir. Bu nedenle şarjınız hiç beklemediğiniz bir anda bitebilir. Telefonunuzu son sürüme güncellemek şarj ömrünü uzatacaktır.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Bireysel Kredi Nedir? Nasıl Başvurulur?

Bireysel kredi başvurusuna gereksinim duyuyorsanız, müşterisi olduğunuz bankanızdaki teklifleri araştırmanız gereklidir. Örneğin; taşıt, konut, ev, düğün, kredi kartı ya da nakit para ihtiyaçlarınız için geçerli faiz oranları ile sizlere teklifler sunulur. Başvuru yapılması süreci bankadan bankaya değişiklik gösterebilir. Kimi bankalar TC kimlik numaranızı belirtilen numaraya sms atmanızı isteyebilir. Telefon araması, internet ile başvuru ya da şubeye giderek de aynı işlemleri yapabilirsiniz. Önemli olan aylık bazda ne kadar sabit ya da değişken faiz ödemesi yapacağınızı önceden belirmek ve ayağınızı yorganınıza göre uzatmaktır.

Maaş Bordrosu ve İpotek 


Bankalar kredi verirken sizin maaş durumlarınızı ele alacak ve ne kadarlık kredi verilebileceğini belirleyecektir. Kredi notu da önemli bir ölçüt olur, faturalarınızı düzenli yatırdığınızda, borçlarınıza sadık olduğunuzda sürekli artan bir uygulamadır. Maaş bordrosu ve net maaşlarınızın tutarlına ait belgeyi getirmeniz gerekebilir. Serbest meslek erbabıysanız vergi levhası, şirket ortaklığınız varsa vergi levhası ya da sicil gazetesindeki kuruluş ilanına ait bilgilerin fotokopisi gerekebilir.

Emekliler için hesap cüzdanı gerekli olup, yaşı bir hayli ilerlemiş emekliler verilebilecek kredi miktarlarında sınır vardır ve bazı bankaların da kredi vermediğini belirtelim. Sadece düzenli maaşınız istediğiniz krediyi almak için yeterli gelmiyorsa sahip olunan taşınmaz ya da otomobil varsa ipotek yapabiliyorsunuz.

Bireysel Kredi Başvuru Süreci Nasıl Takip Edilir? 


Bankanıza gerekli formları doldurarak teslim ettiniz ve inceleme süreci başladı. Onay aldığınız zaman telefonunuza sms gönderilebilir, müşteri temsilcisi tarafından belirtilen telefon numaranız aranabilir, e-mail gönderilebilir ve paranız hesabınıza eklenebilir.

Kredi Vadesi, Taksit Tutarı ve Diğer Bilgiler 


Kredi miktarlarına göre her bankanın kendi belirlediği faiz oranları vardır. Elbette yasalarca belirtilen sınırı aşmayacak şekilde tanımlandığını ekleyelim. Örneğin 10.000 TL kredi almak istiyorsanız, aylık kredi faiz oranı %1.35 ve 12 aylık geri ödeme periyodunda ayda 924 TL ve dosya masrafı ilk başta alınabilir. Vade sayısı ne kadar artarsa faiz oranı da genelde yükselecektir, çünkü bankaya ödemenizi daha geç yapıyorsunuz. Ayrıca aylık faiz oranlarına, aylık toplam maliyet oranı gibi ekstra giderler eklenebiliyor ve tam olarak ne kadar ödeme yapacağınızı belli bir çizelge içerisinde sizlere anlatılmasına dikkat edin.

Bazı bankalar faiz oranlarının yüksekten başladığı ve vade orta ya da sonlarına doğru daha düşük oranlara doğru ilerlediği ödeme takvimleri oluşturabiliyor. Tam tersi mantıkla da kurulabildiği gibi faizsiz kredi veren kuruluşlarda vardır. Biraz bunu açacak olursak, örneğin bir ev beğendiniz ve fiyatı 100.000 TL banka sizin adınıza burayı satın alır ve satılamaz şerhi koyar. Yani size evi belirtilen ödeme takvimi içinde satar. 12,24,36,48… ay şeklinde olabilir. Son olarak eklemek istediğimiz, tüm bankaların faiz oranlarının hesaplandığı internet siteleri vardır ve tek kalemde ne kadarlık ihtiyacınız var ve ne kredisi almak istiyorsanız hemen sonuçlara bakabilirsiniz.

30 Haziran 2015 Salı

Merkez Bankası Nedir? Görevleri Nelerdir?

Merkez Bankası bulunduğu ülkedeki para politikalarında ülke çıkarlarını gözeterek adım atmaktan sorumlu kurumdur. Avrupa Birliği’ndeki tüm ülkeleri kapsayan bir tane Merkez Bankası vardır ve başkanı Mario Draghi’dir. Ülkemizde ise Merkez Bankası Başkanı görevini Erdem Başçı üstlenmektedir. 11 Haziran 1930’da T.C. Merkez Bankası kurulmuş ve banknot çıkartmak ve para hareketlerini düzenleme yetkisi ile işlemlerine başlamıştır.

 Merkez Bankasının Görevleri 


Fiyat istikrarının sağlanması için atılabilecek tüm adımları her ay toplanan kurul kararı ile piyasaya duyurmak, şeffaf bir şekilde geleceğe yönelik beklentilerini ve analizlerini anlatmaktır. Krediler üzerinde analiz yapmak düzenlemek ve denetlemek, bankalarda yer alan takas, tasfiye ve virman üzere görevini gerçekleştirmek, ülkedeki ödeme araçlarında adeta bir savunma kalkanı oluşturmak, ülkemizdeki döviz ve altın rezervlerini yönetme hakkına sahip olunması gibi özellikleri vardır.

Ayrıca MB banknot ihraç edebilir, devlet adına veznedarlık görevinin bulunduğunu, hükümet veya cumhurbaşkanı adına iktisadi ve mali konularda sorularını yanıtlayabilir, brifing verebilir, danışmanlık yapabilir. Ticari bankalarda yer alan paraların rezervlerini muhafaza edebilir. Reeskont avans işlemlerini organize etmek, mali piyasaları izlemek, ülke içinde bazı analizler gerçekleştirmek, uluslararası bazda gelişmiş ülkelerdeki verileri incelemek ve Türkiye’nin neler yapabileceğine karar vermek işlemleri olup Türkiye’deki bir yatırımcı mutlaka düzenli olarak kuruldan gelen açıklamaları incelemeli ve yatırımlarında analizlerine eklemeliydiniz.

Para Piyasasında İstikrar Oluşması 


En önemli görevi istikrarı sağlamak ve ülkenin krize gitmesini, parasal olarak kaos ortamının egemen olmaması için çaba sarf etmek şeklinde özetlemek mümkündür. Ülkedeki para sistemini kontrol ederek, örneğin aşırı pahalanmış Usd/Try kuru için döviz satım ihalesi başlatılabilir ve miktarını, ne zaman başlatılacağını kurum kendisi karar verir. Faiz azaltma ya da artırma hamlesi de keza uygun konjonktür içindeysek ve gerekli ise gerçekleştirecektir. Genelde Türkiye faiz artırmayı ABD ve Avrupa Birliği’ne endekslemiştir. Bu iki bölgedeki faiz artışı TL’de değer kaybı yaşatacağından, etkiyi kırmak için faizleri artırmak bazen kaçınılmaz olmaktadır.

Rezervlerin Korunması 


Döviz ve altın rezervlerinin azalması ülke için fiyatların yükselmesi ile sonuçlanabilir. Örneğin döviz kuru yükseliyor ve döviz kapasitemiz oldukça azaldı. Fiyatların düşmesi için seçeneklerden birini kaybetmiş olursunuz ve tek ihtimal yüksek miktarlarda faiz artırmaktır. 2001 krizinde benzer bir olay yaşadık ve tekrarlanmaması için daha fazla sıkı politika ve ülkesel bazda katı önlemler getirilmiştir.

Açık Piyasa İşlemleri 


MB para politika yürütmesinde temel olarak banka rezervlerini kullanır ve zorunlu rezerv pek esnek bir araç değildir. Ülkeye sıcak para girişinin sağlanması faiz oranları ve bono, tahvil gibi kağıtlar ile sağlanabilir. Bir nevi yatırım aracı olup sadece parasını Türkiye’ye getirerek faizlere yatıran Japon ev kadınlarının zengin olduğu süreçler geçtiğimiz dönemlerde haber olmuştu. Türkiye gelişmekte olan bir ülke ve gelişmiş ülkelerdeki gibi düşük faiz oranlarını maalesef veremiyor. MB döviz alış ve satış işlemlerinde ülkenin ihtiyaç duyduğu miktarlarda işlemin başlaması için sistemi hazırdır ve döviz alım ve satım ihalesi gibi iki önemli aracı vardır. İlk yazdığımızda döviz ucuzlamıştır ve yükselmesi istenmektedir alım ihalesi başlatılabilir, döviz pahalıdır ve düşmesi isteniyorsa döviz satım ihalesi organize edilebilir. Tabi ne kadar etki edeceği önemli olup, dolar devamlı değer kazanıyorsa Usd/Try kuru buna pek kayıtsız kalamayacaktır.

26 Haziran 2015 Cuma

Forex Piyasası Nedir? Özellikleri Nelerdir?

Forex, dünyanın önde gelen pariteleri başta olmak üzere 10’larca döviz çifti, emtia, hisse senedi gibi işlem enstrümanlarını canlı ve ücretsiz takip etmek, canlı analizler, haberler ve veriler ışığında karşınıza çıkacak saatlerde işlem başlatmak ve anaparanızı artırmak anlamına gelmektedir. Foreign Exchange kelimelerinin kısaltmışı yani FX terimi olarak da yazılabilir. Günde 6 trilyon dolardan daha fazla işlem hacmine sahip olması ile en likit piyasa olmasının yanı sıra, işlem komisyonunun olmaması da artı bir avantajdır.

Forex ile Neler Satın Alabiliriz? 


Sadece satın almak değil, elinizde sadece para olsa bile satış işlemi başlatarak açığa satış emrinizden dolayı fiyatlar gerilerken de para kazanabiliyorsunuz. 24 saat içerisinde 18000 (points) kereden fazla en çok işlem gören paritelerde değişim olmaktadır. Sadece günde 10 pips veya altında kar yaptığınızda ve düzenli olarak bunu sağladığınızda uzun vadede pek çok yatırım aracından daha fazla kar elde edebilirsiniz.

EUR/USD, EUR/JPY, AUD/USD, GBP/USD, USD/JPY, USD/TRY, EUR/TRY, USD/CHF, USD/CAD, GBP/JPY gibi farklı ülke para birimlerinin hangi değerde yer aldığını gösteren döviz çiftleri yer almaktadır. EUR/USD paritesi 1.08 ise 1 Euro= 1.08 Dolar diyebiliriz. Yani Euro, dolardan daha değerli bir para birimidir. Fakat Dolardaki önemli yükselişlerin halen devam etmesi bir süre sonra eşitlenmesini ve daha uzun süreçte doların daha değerli olmasını sağlayabilir. Paritelerde hareketlilik her zaman olacaktır, önemli olan doğru kararı vermek ve pozisyonumuzu seçmektir.

Forex’in Özellikleri 


Dünyanın en likit para birimidir ve açılan işlemlerin %80’i 7 günden az bir süre içerisinde yatırımcılar tarafından kapanır. Buradaki anlatmak istediğimiz hareketlilik aslında çok küçük olmasına rağmen. 1.0000 gibi noktadan sonra gelen 4 basamak kaldıracın etkisi ile yeteri kadar para kazandırmasıdır. 1.00 lot EUR/USD paritesinde 1.0800 alış işleminden sonra 1.0850 seviyesinden pozisyonu kapatmanı zile 500 dolar kar yaparsınız. Türkiye şartlarında oldukça yüksek bir rakamdır. Bu nedenden ötürü işlemler hızlıca kapanmak istenmektedir.

En çok işlem gören parite EUR/USD ve işlemlerin %85 civarı majör paritelerde gerçekleşir. Emtialar 5X23 saat, döviz çiftleri 5x24 saat işlemlere açıktır. İşlemler komisyonsuz alıp, swap artı yada eksi bakiye hesabınıza yansıtılabilir. Örneğin USD/TRY swap short (satış talimatı) 27.398 ise her 1.00 lot emriniz için gece yarısından sonra 27 dolar getiri sağlarsınız.

Bilgisayar, tablet ve cep telefonunuz ile işlemleri takip edebilir, yeni emir iletebilirsiniz. Müşterileri ile en çok ilgilenen yatırım alanıdır. Sebebi ise ülkemizde halen yeterince yatırımcı sayısına ulaşılamamış olmasıdır. Ülkemizdeki en yüksek kaldıraç oranı 1:100 olup, web seminerleri ya da çeşitli eğitim videolarını canlı izlemeniz için pek çok kurum ücretsiz teknik destek sağlamaktadır.

 İşlem programınız tamamen Türkçe olup; binlerce farklı indikatör, scripts, EA, şablon gibi içerikleri sisteme dahil edebilirsiniz. Verileri içe ve dışarı aktarma özelliğinin yanı sıra hızlı işlemler için otomatik al sat sistemleri de mevcuttur.

22 Haziran 2015 Pazartesi

İş Yerinde Yapmamanız Gereken Hatalar

Bir fabrika, bir turizm acentesi, bir lokanta, bir okul, dershane olduğu fark etmez. Her birinin ortak özelliği, iş yeri olması ve hepsinde çalışalar ve yöneticiler bulunması. Birbirinden farklı kültür ve eğitim düzeyinde onlarca insanın minimum günde 8 saat birlikte olduğunu, aynı mekanda, benzer işler yaparak sabahın erken saatlerinden, akşamın geç saatlerine kadar pek çok şeyi paylaştığını düşünüce; hatalar yapılabileceklerini, bunların da bir geri dönüşü olacağını kabul etmekte fayda var.

Belki yıllarca sürecek olan bir iş arkadaşlığını, daha en başında zayıflatmış olabilirsiniz yapılan hatalarla. Patronun gözü üzerinizdeyken; çok önemsemeden yaptığınız bir hatalı hareket, yıllarca izini silemeyeceğiniz bir eksi puan olabilir. İş yerinde şahsi iletişimden çok, işe ve şirket çıkarlarına uygun davranmak, hatayı en aza indirmek için gereklidir. İş haricindeki yaşamınıza kimse karışamaz, ama işyerinde yapılması kabul edilemez hatalar vardır.

Kişiler Arası İletişim Hataları 


  • Mümkünse, iletişim sırasında siyasi ve dini konulara girmemeye çalışın. Patron veya çalışan, bu konularda konuşarak; kendini ortaya koymak istemiyor veya sizinkini de merak etmiyor olabilir. 
  • Sırf samimi görünmeye çalışmak için, insanların fiziksel durumları ile ve memleketleri ile ilgili espriler yapmamaya çalışın. O an gülmeleri ve ters cevap vermemeleri, hoşlarına gittiği anlamına gelmez.
  • Dedikodu yapmak, iftira atmak, sevmediğiniz kişi hakkında nefret uyandıracak şeyler söylemek, azımsanmayacak kadar çok yapılan hatalardandır. Ekip ruhunu zedeleyen bu hatalar, düşük verim ve kötü puanlama olarak geri dönebilir.
  • Sürekli kendini ve yaptığı işi öven kişi, bu şekilde “göze girdiğini” sanabilir ancak, diğer çalışanlara ve hatta zaman zaman patrona bile antipatik görünebilecek bu durum, ciddi bir iletişim hatasıdır. Birkaç kez görmezden gelinse bile zamanla iş yerinde sizi yalnızlığa sürükleyebilir. 

İşe Karşı Hatalar 

  • İşe karşı en büyük hatayı, umursamayarak yaparsınız. “Yumurta kapıya gelmeden” işe başlamamak, başladığı halde gerekli kontrolleri yapmayarak hatalı iş çıkarmak (sonra onu düzeltmek çok daha zor olabilir) gibi durumlar, en çok yapılan hatalardandır. 
  • Ortada yapılması gereken işi görüp, “Bu benim işim değil” diyerek kenara çekilmekte, büyük bir hata olabilir. O iş şirketin işidir, şirket çalışanları karşıt değil aynı taraftadır, ortak çıkarlar söz konusudur, o işin yapılması doğru olandır. 
  • İş sırasında sık sık kaytarmak, baştan savma iş yapmak, belki bilmeden fakat sık yapılan hatalardandır. İş zamanı, işten başka şeylere ayrılan zaman, bir tür hırsızlık bile sayılabilir. 

Şirkete Karşı Hatalar

  • Şirkete karşı yapılan en büyük hataların başında, malzeme israfı gelir. Elinizdeki kalemi sık sık kaybedip yenisini almak, kâğıt havluyu gereksiz kullanmak, ışıkları gerekmediği halde yanık bırakmak, gereksiz çıktılar almak gibi çoğaltılabilecek örnekler. Şirketin malı, geleceğini devamlılığını sağlar, şirketin devamlılığı da sizin işinizde kalmanızı sağlar. Şirkete yaptığınız yanlışlarda bunu düşünmek iyi olur. 
  • Yüksek sesle konuşmak, konsantre olmuş şekilde çalışan bir çalışanı rahatsız etmek de sık yapılan hatalardandır. Yüksek verimli iş amacıyla çalışan işyerinde, zaman kaybına sebep olabilecek bu davranışlar, işini yetiştiremeyen arkadaşınız, işin yetişmediğini gören patronunuz tarafından pek de hoş karşılanmayacaktır. 
  • Şirket hakkında dışarıda gereksiz konuşmalar, farkında olmadan şirketin gizli bilgilerini paylaşmak gibi bir hataya yol açabilir. Arkadaşça bir sohbet sırasında söylediğiniz bir bilgi, arkadaşınızın da başka bir sohbette bu bilgiyi kullanması ve bu şekilde ağızdan ağıza yayılan bilgi, gizliliği ihlal etmektir ki şimdilerde pek çok şirket bunun yaşanmaması için sözleşme imzalatmaktadır. Tespit edilmesi halinde, ciddi yaptırımları olabilir.

15 Haziran 2015 Pazartesi

TÜFE ve ÜFE Nedir?

TÜFE ve ÜFE göstergeleri, her ayın belli gününde TÜİK tarafından açıklanır ve son bulunan rakamlar kamuoyu ile paylaşılır. Okunuşları birbirine yakın olmasına rağmen anlamları farklı olup, doğru analiz etmek gerekli ve bu oluşumu yakalamak için ayrı ayrı açıklama gereği hissediyoruz.

TÜFE Nedir? 


Tüketici fiyat endeksi olarak açılımı vardır ve ülkemizdeki mal ve hizmetlere ilişkin tüm harcamalarının ne kadar olduğunu ifade eder. Kapsadığı sektörler arasında içecek, giyim, kültür, seyahat, yiyecek, çeşitli sektörlerdeki mal ve hizmetlere ilişkin harcamalar yer almaktadır. Her ayın ilk haftasında açıklama yapılır. TÜFE yıllık ve aylık bazda, ÜFE’de aynı şekilde yıllık ve aylık son göstergeleri yer alır. Türkiye açısından, para birimini değerli ya da değersizleştirecek etkiye sahip olduğu bilinmesi gerekir. Örneğin, 3 Şubat Salı 2015 itibari ile TÜFE yıllık önceki verisi %8.17 iken, beklenti %6.76 (düşmesi) şeklindeydi. Fakat %7.24 geldi ve Türk Lirası değer kazandı. Yine aynı ayda, TÜFE aylık ve ÜFE aylık olumlu gelmesine karşın; ÜFE yıllık beklentinin altında gelerek küçük bir olumsuzluk yaşanmasına neden oldu. Usd/Try, Eur/Try ve diğer Try döviz çifti yer alan tüm para Forex işlem yatırımlarına etkisi olacaktır. Yatırımcılar bu tür göstergelere oldukça dikkat eder.

ÜFE Nedir? 


Üretici fiyat endeksi açılımına sahip olup 4 farklı sektörden elde edilen veriler ışığında hazırlanır. İmalat, Enerji, Tarım ve Madencilik gibi sektörlerde her ay alınan veriler aylık fiyat endekslerine işlenir. Her ayın 25’ine kadar veriler toplanır ve açıklaması ertesi ayın ilk haftasında yapılır. Sektör ağırlığını inceleyecek olursak imalat ve %72 ve tarım %22 civarını kapsamaktadır. Kamu ve özel kesim sektörlerinde ilişkin fiyatların ne şekilde oluşacağı yönünde ve önümüzü görmemiz açısından dikkate değer bir gösterge olup, bazı önlemlerin alınması içinde Hükümet ya da MB tarafından incelendiğini belirtelim. Türkiye’de 5 bölgede içerisinde tüm veriler toplanarak oluşan bu endeksler, çeşitli ticaret odaları ve yayın organları aracılığı ile halkımız ile paylaşılır.

TÜFE ve ÜFE’nin Enflasyon Üzerindeki Etkileri 


Her ikisinin de talep ve maliyet enflasyonu şeklinde etkileme ihtimali vardır. Ülkemizdeki arz edilen hizmet ve mallar talep edilenden az olduğu taktirde, fiyatların artması şeklinde etkisi görülebilebilir, biz buna talep enflasyonu diyoruz. Halk arasında fiyatların daha fazla yükseleceği kanısı oluşmaya başlarsa, suni bakımdan fiyatların olağandan daha yükseğe çıkmasına neden olabilir. TÜFE değişimleri imalattaki girdi rakamlarının yükselmesine ve maliyetlerinde armasına etki edeceği için, mal fiyatının da yükselmesi karşısında halk tabanında alım gücünün gerilemesi şeklinde etkisi oluşacaktır. Dalgalanmaların enflasyon üzerinde direk bir etkisi olmamakla birlikte, fiyat artışları enflasyonun artmasında daha dikkate değer etki oluşturabilir diyebiliriz. Tanımladığımız bu ekonomik paradigmaya çekirdek enflasyon ismi verilir. Üretimle olan endeksler, tüketici fiyat endeksini etkileyerek; ÜFE’deki artışın birkaç ay sonra TÜFE’ye yansıması kaçınılmaz yapmaktadır.

13 Haziran 2015 Cumartesi

Borsa Tarihi ve İlk İşlemler

Borsa tarihi sadece hisse senetlerinden ibaret değil ve geçmişi çok daha gerilere dayanmaktadır. Ana gelişim faktörünün değerli madenlerin, sanayi metalleri ya da sürekli tükettiğimiz gıda ürünlerine yönelik başladığını ekleyelim. Eskiden adı kervansaray, panayır ya da pazar olsa bile alınıp satıldığı bölgede fiyatların şekillenmesinde öncü olmuş ve insanlara para kazandırmıştır.

Borsadaki İlk İşlemleri Biliyor musunuz? 


Yazımızın başında belirttiğimiz işlemlerden çok daha sonra hisse senetleri piyasası işlemi başlamıştır. Ticari anlamda, ülkelerin ticaret anlayışının hacimli hale gelmesi para birimlerinin hangi değerde olduğu konusunda görüş farklılıklarının ortaya çıkmasına başlamıştır. Bretton Woods anlaşması ile dolar ve altın arasında ticaret yapılabilirliği ortaya çıkmıştır. Bu süreçten sonra ülkeler paralarını dolar ve altından oluşan endekse uyarlamış ve sorun çözülmüştür. Sırası ile emtia, döviz, altın, kıymetli evrak borsası işlemlere açılmıştır ve büyük aracı kurumların ortaya çıkış süreçleri de bu tarihlere yansımaktadır.

Borsa Binalarının Yerleri Nerededir? 


Milattan sonra 2. yüzyılda Kütahya, Çavdarhisar’da tahıl ürünleri üzerine, M.S. 301’de Roma İmparatorluğu’nda taş bloklar üzerine yazılmış rakamlardan oluşmuştur. Bu dönemde çapraz fiyatlama uygulanırken, spekülatif rakamların engellenmesi için çaba gösterildiği dikkat çekmektedir. 15. yüzyıl Anvers, 16. yüzyıl Paris ve Londra, 17. yüzyıl Berlin ve Basel, 18. yüzyıl Viyana ve New York, 19 yüzyılda ise Brüksel, Roma, Milano, Madrid, İstanbul… gibi yerlerde borsalar kurulmuştur.

Türkiye’de İlk Borsa İşlemleri 


1929’da borsanın tekrar aktif ve canlı haline bürünmesi için çeşitli kanunlar çıkarılmış ve İstanbul Menkul Kıymetler Kambiyo Borsası kurulmuştur. Osmanlı borsası devamı niteliğinde diyebileceğimiz bu sistemden sonra Fransız modeline geçilmeye çalışılmış. Maliye Bakanlığı, çeşitli kurumlara borsa acenteleri kurma yetkisi verdi. 1939'da Türk Lirası koruma kanunu çıkarılırken, 1941’deki borsa merkezi İstanbul olarak kararlaştırıldı. 1981’de SPK kanunu ile ticarete konu olan varlıkların daha sağlıklı işlenmesi için bir dizi adım geliştirildi. 1983’te çeşitli yönetmelikler oluşturuldu. 31 Ekim 1985’te ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yönetmeliği kabul edilirken aynı sene 1985’te açıldı ve 2 Ocak 1986’da ilk seans canlı olarak işlemlere açılmıştır.

Küçük Yatırımcıları Koruma Kanunu 


SPK’nin yetkilerinin artırılması ve spekülatör olarak tanımlanan yüklü miktarda işlemlerden doğan manipülatif hareketlerden küçük yatırımcıların zarar görmesini engellemek için, çeşitli hapis ve para cezaları oluşturulmuştur. Tek bir yatırımcı tüm parasını kullanarak bir hissede günlerce sürecek tavan-tavan hareketlerde SPK’nin kayıtsız kalacağı beklenmemesi gerekir. Yakın geçmişte böyle bir hareketlenme olduğunda SPK’nin şirket hissesine 10 gün işlemlere kapalı olacak şekilde yaptırım uyguladığı ve işlemleri incelediğini unutmayalım. Ayrıca KAP aracılığı ile şirket içi alınan kararlarda şeffaf şekilde anlatılırken, bazen haberin birkaç gün geç gelmesi ve işlemlerin yüklü miktarda önceden gerçekleşmesi küçük yatırımcının zarar görmesini de sağlamaktadır. Örneğin; X şirketi hissesinde 3 milyon liralık bir satış işlemi, 2 gün önceden gerçekleştirildiyse aynı gün KAP ile bilgi verilmesi normaldir ve bu süreç gecikirse mağdur olan küçük yatırımcı olacaktır. Nitekim hatalar ders alındığı sürece düzeltilebilir.

10 Haziran 2015 Çarşamba

Online Bankacılığın Faydaları ve Riskleri


Online bankacılığın faydaları ve hayatımıza katkıları saymakla bitmez fakat riskleri de elbette vardır. Bu yazımızda Türkiye’deki her bankanın müşterisine sunduğu internet bağlantılı cihazlardan çeşitli şifreler ve sms doğrulama, e-imza, sesli yanıt gibi seçenekler ile giriş yapabildiğiniz sistemi analiz edeceğiz.

Online Bankacılık ile Neler Yapabiliriz? 


Müşteri numarası, şifreniz, numerik karakterlerle ilgili doğrulama kodunuz ve sms şifreniz ile sisteme giriş yapabiliyorsunuz ve hızlı olursanız, 1 dakikada şubeye gitmiş gibi çok sayıda işlemlerde bulunabilirsiniz. Örneğin, EFT ve havale günün her saati yapılabilir fakat EFT akşam 17:00’ye doğru ertesi gün gönderilmek üzere bekletilebilir. Faturalarınız mı var, şubeye gitmeden tanımlayan ve bankanız hesabınızdaki parayı ya da kredi kartınızdaki limit üzerinden ödemeleri gerçekleştirsin. SGK prim ödemesi, hattınıza bakiye yüklenmesi, kredi kartı alışverişlerinin son durumu ya da borcunuzun ödenmesi diğer alternatifler arasındadır. Bazı bankalar alıcıda herhangi bir banka hesabı olmasa bile cep şifre isimli bir uygulama ile istediğiniz kişilere para göndermenizi sağlamaktadır.

Acil paraya ihtiyacı olan bir tanıdığınız var ve çarşıda olsanız bile akıllı telefon ile onun telefon numarasını ve ne kadar gerekli ise para miktarını girerek hemen para gönderiyorsunuz. İleri tarihli EFT, havale, kira, kredi kartı, hattınıza bakiye yüklemek, prim borçlarını ödemek, gibi konularda özellikle faydası çok büyüktür ve faturaları unutmanızda olasılığı ortadan kaldırır. Lakin bu tür işlemlerde komisyon almayan bankaları tercih etmelisiniz. Bazı bankalar 2 otomatik fatura tanımlaması yaptığınızda hesap işletim ücreti almaz ve o bankada gerçekten dikkate değer işlemler yapıyorsanız, kabul edilebilir. Bankalar tarafından bilgileriniz 128 Bit şifreleme yöntemi ile korunmakla birlikte sanal klavye kullanmanızı destekleyecek şekilde ek güvenlik tedbirleri de vardır. Kısacası online bankacılık ile fiziki olarak nakit para çekme ve yatırma işlemleri dışında her türlü imkân bankalar tarafından müşterilerine sağlanmıştır.

Online Bankacılık Riskleri Nelerdir? 


Maalesef kişisel bilgilerinizi çalmak için art niyetli insanlar sizlerin hatalarını gözlüyorlar. Örneğin X bankanıza ait bir müşterisiniz ve size tıpkı bankanızın mail gönderme şeması, yazı tipleri, kampanyalarla alakalı konuları içeren bir mail gönderebilirler. Siz tıklarsınız ve açılan sayfada bankanıza ait siteye gittiğinizi zannedersiniz hâlbuki öyle olmayabilir. Hesap şifreleri gibi bilgilerin çalınması için kullanılabiliyor.

Ayrıca hiçbir banka sizden hesap giriş bilgilerinizi ya da annenizin kızlık soyadı gibi konular hakkında soru sormaz. Yani biri sizin cep telefonunuzu aradı ve “Ben X banka müşteri temsilcisiyim…” şeklinde başlayan cümleler kurdu ve kişisel bilgilerinizi sormaya başladı, sizin gerçekten o personel olduğunu doğrulamanız mümkün değil. Adını, soyadını alırsınız ve bankanızı arayarak böyle bir kişi var mı kontrol edilmesini istersiniz. Bu doğru hamledir, lakin her sorusuna yanıt veriyorsanız bunu yapmamak gerekli. Diğer taraftan virüs, Spyware, Truva atı gibi yazılımlar ile bilgileriniz karşıdaki kişiye ulaşabilir. Bilgisayar, tablet ya da akıllı telefonunuza bu casus yazılımları engelleyecek programlar kurmalı ve tedbirinizi almalısınız. Ayrıca bazı programları bilgisayarınıza indirdikten sonra virüs taraması mutlaka yapın, çünkü bazıları sizden ek işlemler için onay alır ve arka planda veri gönderip alma özelliğini kullanabilir.

8 Mayıs 2015 Cuma

Hükümetin İşsizlik Paketinde Ne Var?

Hükümet, 6 maddelik işsizlik paketini hayata geçirme kararı aldı. Bilinen en önemli konu ise bu paketle birlikte işsizlik maaşlarının artacak olması. Peki, bu pakette yer alan maddeler neler, nasıl etkiler yaratacak?

İşsizlik paketinin hayata geçmesiyle birlikte işsizlik maaşları atacak. 10 aylık yararlanma süreci OECD'de yer aldığı gibi 16 aya çıkmış olacak. Ayrıca işsizlik sigortası ödeme koşulları 100'e inecek. İşsizlik paketiyle birlikte hükümet 3 milyon civarında işsiz vatandaşa ekmek kapısı da açmak için seferber olmuş olacak. İşsizlik sigortasından yararlanma konusunda da 6 önemli adım atılacak.

İşsizlik sigortası konusunda atılacak adımlara göre işsizlik maaşı kademeli olarak artırılacak ve primi yüksek yatan kişiler işsiz kaldığı zaman daha fazla para alacaklar. Yapılan haberlere göre mevcut uygulamada 600 gün işsizlik sigortası ödenmesi koşulu 100'e düşürülecek. Ayrıca kusurlu olduğu için işsiz kalan kişiler de işsizlik maaşı alacaklar. İşsizlik maaşından yararlanma süresi ise 10 aya kadar uzatılıyor. Yapılacak ödenek miktarı ise uzun süreli işsizler, eğitim ve yaş dikkate alınarak yeniden belirlenecek.

AK Parti'nin seçim beyannamesinde yer alan işsizlik koşulları için yukarıda saydığımız maddelerin sözü verildi. Ayrıca halihazırda İşsizlik Sigortası Fonu'nda 81 milyar lira biriktiğini de dile getirdiler. Bu konu ile ilgili çalışmaların başlatıldığı biliniyor. Çalışma Bakanı olan Faruk Çelik işsizlik ödenek miktarının işsizlerin asgari geçimini sağlayacak düzeyde olması gerektiğinden bahsetti. 2002 yılından bu yana 3.7 milyon kişiye yaklaşık olarak 8,5 milyar lira işsizlik sigortası ödemesi yapıldığı da ifade edildi.

Prim gün sayısı yetersiz olan 3 milyona yakın kişinin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yararlanamadığı biliniyor. Fonun daha aktif kullanımı adına hazırlanan pakette ise prim ödeme gün sayısını doldurmayanlara da ayrıcalık tanınacak. Uygulama ile prim gün sayısının aşağıya çekilerek kademeli bir sistem kurulacağı biliniyor. İşsizlik ödeneğinin, ücretler seviyesi dikkate alınarak son 5 aylık kazancın asgari ücretin %80'ini geçmemek üzere aylık %40'ı olacağı belirtildi. Şimdi geçerli olan uygulamada ise 480 – 953 lira arasında değişen işsizlik maaşı verildiği biliniyor.

İşsizlik ödeneğinden faydalanma süresi ise OECD ülkelerinde olduğu gibi uzatılıyor. OECD ülkelerinde işsizler 16,5 ay maaş alabiliyor. İşsizlik maaşı uzun süreli işsizler için de eğitim, yaş gibi kriterlere göre belirlenecek. Prim gün sayısını doldurmayan gençler ise ayrıcalıklı olacaklar. İşsizlik sigortasından yararlanmak için 120 gün prim ödeme zorunluluğu da 30 güne düşecek. Hükümetin işsizlik paketinde yer alan maddelerin bu şekilde olduğu biliniyor ve yeni dönemde faaliyet geçeceği kaydediliyor.

23 Nisan 2015 Perşembe

Forex Piyasasında Para Nasıl Kazanılır?

Yaşam standartlarının artmasıyla birlikte, ihtiyaçlarımızda artmıştır. Bu yüzden çok paramızın olmasını ve rahat bir yaşam sürmenin hayalini kuruyoruz. Zengin olabilmek için yapmamız gereken ise birikim ve yatırım yapmaktır. Yapmış olduğunuz birikimlerle, forex piyasasında para nasıl kazanılır size bunları anlatacağım:

Öncelikle forex piyasasını anlaşılır bir dille anlatmam gerekirse; dünyadaki tüm para birimlerinin, hisse senetlerinin, borsa endekslerinin ve çeşitli emtiaların fiziki olmayan işlemlerle alım ve satımın yapılmasıdır.

Hafta sonları hariç 5 gün 24 saat açık olan piyasada anlık alım satım yaparak kısa vadede büyük kazançlar elde edebilirsiniz. Yatırımlarınızı değerlendirmek, kısa vadede yüksek kazanç elde etmek istiyorsanız; piyasayı, işleyişini, piyasada kullanılan terimleri, yatırım araçlarını, analiz tekniklerini, forex piyasasına ve yatırım araçlarına etki eden faktörleri çok iyi bilmeniz gerekiyor. Bu bilgilere aracı kurum tarafından ücretsiz bir şekilde ulaşabileceğiniz gibi internetten de ulaşabilirsiniz Aracı kurumlarının sağlamış olduğu eğitim paketleri; e-kitap, online seminerler, eğitim videoları ve demo hesaptır.

Aracı kurum seçiminizi dikkatli yapın, çünkü işlemlerinizi online platform tarafından yapacaksınız, verilerin güncel olup olmadığına dikkat edin. Anlık değişen veriler size geç gelirse yanlış bir işlemle, tüm paranızı kaybedebilirsiniz.

Forexin sunmuş olduğu işlem özellikleri sayesinde büyük kazançlar elde edebilirsiniz. Bu özellikler çift yönlü alım satım işlemleri ve kaldıraç oranı sistemidir. Doğru kullanırsanız kısa vadede düşlediğiniz hayata kavuşabilirsiniz.

Günlük işlem hacminin yüksek olduğu bu piyasada çift yönlü işlem özelliğini kullanarak kâr elde edebilirsiniz. Örnek vermek gerekirse; fiyatların yükseleceğini düşünüyorsanız, düşük fiyattan alım işlemi yaparak, fiyatlar yükseldiğinde satım işlemi yaparak kâr elde edersiniz. Fiyatların düşeceğini düşünüyor iseniz, zarar görmemek adına satım işlemi yaparak aradaki farktan kâr elde edebilirsiniz. Pariteler üzerinden gidersek eğer örneğin; siz Euro para birimi ile işlem yapıyorsunuz, aracı kurumunuza kazandığım kârı dolar para birimi üzerinden almak istiyorum diyebilirsiniz. Euro'nun değer kaybedip, doların yükseleceğini düşünüyorsanız işleminizi bitirirsiniz, aradaki farktan kar elde etmiş olursunuz.

Kaldıraç oranı sistemi, çift yönlü alım satım işlemlerine göre daha çok kazandırmaktadır, kullanılan orana göre riskte artmaktadır. Riski azaltmak için yapacağınız tek iş bu piyasayı adınız soyadınız gibi bilmek, sonra analizleriniz sonucunda kendinize strateji geliştirmektir. Bu sistemi doğru kullandığınız taktirde ülkemizde 100 katı fazla kazanıyorsunuz.

23 Ocak 2015 Cuma

Piyasalarda AMB Kararının Etkileri

Avrupa Merkez Bankası, dün beklenen parasal genişleme kararını açıkladı. Bugün uluslararası piyasalar bu kararı fiyatlandırıyor. Avrupa ve Asya hisse senetleri, AMB'nin varlık alımlarını genişletme planı sonrasında Euro'nun 11 yılın en düşük seviyesine yönelmesiyle birlikte değer kazandı. İtalya'dan İspanya'ya kadar tahvil faizleri rekor seviyelere indi.

Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın ölümü ile birlikte petrol fiyatları, yükselişe geçerken; uluslararası piyasalarda AMB'nin kararı etkili oldu. Stoxx Europe 600 endeksi, sabah saatlerinde % 1,7 oranında yükselişle seyretti. Asya hisse senetleri ise yükselişini 5. güne taşıdı. S&P 500 endeks vadeli kontratları ise % 0,2 oranında yükseliş gösterdi. ABD hisse senetlerinin gösterge endeksi olan S&P 500, 2015 yılı Ocak ayında kazançlarını genişletti. Tahvillerde yaşanan ralli sonucunda, İtalya'nın 10 yıl vadeli tahvillerinin faizi ilk kez % 1,5 oranının altına indi. Euro, dolar karşısında % 1,7 oranında zayıfladı ve 1,1174 seviyesine geriledi.

AMB Başkanı Mario Draghi, toplam 1,14 trilyon euroluk yani yaklaşık 1,3 trilyon dolarlık varlık alım programı açıkladı. Enflasyonda, "sürekli bir ayarlama" olana kadar varlık alımlarının sürdürüleceği taahhüdünde bulundu. Uzmanlar tarafından yapılan açıklamalardan birinde, "Euro Bölgesi'nin sürdürülebilirliğine ilişkin korkuları gidermek için Draghi'den gelen güçlü taahhüt iyi bir haber" sözleri kaydedildi. Ayrıca, "bankacılık sistemine sağlanan likidite kredi koşullarını ve buna bağlı olarak ekonomik büyümeyi iyileştirmeli. Bu durum hisse senetlerine yarayacak," şeklinde konuşuldu.

AMB kararları, yurtiçi piyasalarda da etkili oldu ve pozitif seyir Borsa İstanbul üzerinde bugün de hakim oldu. Uzmanlar kısa vadeli yatırımlar için "beklentiler alınır, gerçekler satılır" ifadesini kullanıyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ise Salı günü gerçekleştirdiği Ocak ayı toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faizinde indirime giderek % 8,25'ten % 7,75'e düşürdü. Faiz koridorunda değişiklik yapılmadı ve üst sınır olan gecelik marjinal fonlama oranı % 11,25'te; alt sınır olan gecelik borçlanma faizi % 7,50'de sabit tutuldu.

Borsa İstanbul 100 endeksi, dün yaşanan bu gelişmelerle 589,98 puan yükselişle 90.902,78 puandan günü tamamladı. Dün gün içerisinde en düşük 89.852,17 puanı görürken, en yüksek 91.004,63 puanı gördü. İşlem hacmi 5 milyar lira olarak gerçekleşti. Pozitif seyrini bugün de sürdüren Borsa İstanbul, güne 293,00 puanlık yükselişle 91.195,78 puandan başladı. İlk seansı dünkü kapanışa göre 234,56 puan yükselişle tamamlayarak 91.137,34 puandan tamamladı. İkinci seansa ise 58,34 puanlık düşüşle 91.079,00 puandan başladı ve ilerleyen saatlerde % 0,32 oranında yükselişle 91.192,63 puan oldu.