8 Ağustos 2015 Cumartesi

İthalat ve İhracat Nedir?

Akşam haberlerinde ya da ekonomi sohbetlerinde sıklıkla, ithalat ve ihracat terimlerini duyarız. Özellikle ülkelerin arasındaki bloklaşmaların kalkmasıyla, ekonomilerindeki harektlilik bu kavramları önemli hale getirdi. Ülkelerin sağlık hizmetlerinden eğitim seviyesine, şehirleşme oranından sanayi hareketlerine varıncaya kadar; bir ülke için nefes kadar önemli olan kriterler bu iki ekonomi kavramıyla ilişkilendirildi. Hepimizin az çok aşina olduğu bu iki terimi daha yakından inceleyelim.  

İthalat Nedir?


İthalat; kendi ülkenizde eksikliğini hissettiğiniz, işlenmiş ya da ham şekilde bulunan malların para karşılığı satın alınması ve ülkeye getirtilmesidir. Diğer bir terim olarak dış alım olarak da bilinmesinin yanı sıra; ihracatın fazla olması, cari açık oluşumunu etkiler ve pek istenmeyen bir durum oluşturur. Genelde gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerin ithalata yönelik ekonomisi varsa, zor dönemler geçirmeleri kaçınılmazdır.

Ülke, ne zaman kendi kendine yetebilecek kapasiteye yaklaşırsa; düşük enflasyon ve faiz oranları ile birlikte büyüme rakamlarında istikrar yakalar. Gelişmiş ülkelerin ihracat rakamlarına olabildiği kadar yaklaşırsa, o zaman işler daha iyi duruma gidiyor demektir. İthalatı kimler yapabilir şeklinde bir soru yöneltilecek olsa cevabımız; "tüzel ve özel kişiler, bizzat devlet tarafından ve kamu iktisadi kuruluşlarca gerçekleştirilebilir," olur.

İhracat Nedir? 


Kendi ülkenizde üretilen malların başka bir ülkeye satışının gerçekleşmesi, yani ülkeye döviz girdisinin sağlanmasıdır. Uluslararası piyasada rekabet gücünüzü artıracağı için, sıcak para girişi sağlanır. Bu işlemi gerçekleştiren şirketlerinse gelirleri arttığı için daha fazla vergi alınabilmesi anlamına da gelmektedir. Dünyadaki en büyük buğday üreticisi konumunda Rusya vardır. Buradaki tarlalarda karışıklık çıkması durumunda, denge sağlanamazsa fiyatlar tavan yapar. Bu nedenle üretiminin farklı ülkelerde yapılması aradaki uçurumu önlemektedir.

Cari Açık Nedir? 


Bir ülke üretiyor, fakat ürettiğinden daha fazla harcıyorsa; yapılan bu harcamayı diğer ülkelerden borçlanarak karşılarsınız, buna da cari açık denir. Daha basit anlatımı ile ithalatın ihracatı geçmesidir, şeklinde özetlenebilir. Üretimden fazla yapılan harcamayı kazançlı yatırımlar oluşturmak için kullanıyorsanız, borçlarınızı ödemek için güzel bir yol izliyorsunuzdur. Fakat harcamalar, uzun sürede geri dönüşü olabilecek kamu yatırımları veya bütçe açıklarındaki sorunları kapatmak amacıyla yapılıyorsa; yurtdışından borçlanıyorsunuz demektir ve bu vakitte cari açık önemli bir sorun anlamına geliyor.

Genelde politikacı veya bürokratlar tarafından bu açığın azaltılmasına ilişkin yönetim, pek verimli olmaz. Ülkenin ana ithal ürünlerini, hemen hemen aynı kalitede kendisinin üretmesi ve dışa bağımlılığının azaltılması gerekmektedir. Bunu genelde gelişmiş ülkeler yapabiliyor, çünkü AR-GE çalışmalarına yeteri kadar bütçe ayırırlar ve ihracatları daha fazladır.

Hangi Ürünlere Daha Fazla Yoğunlaşmalıyız? 


Cari açık riskini en hızlı azaltan üretim malları; sebze, meyve, ham yağlar kesinlikle değildir. Ucuz sayıldığı için ne kadar çok satarsanız satın; hiçbir zaman araba, cep telefonu, bilgisayar, savunma ve saldırı silahları, teknolojik cihazlar, elektronik ürünler kadar etkili olamaz. Dünyanın önde gelen ihracatçılarından biri olmak isteniyorsa, üretebilen ve pahalı ürünler oluşturabilen bir yapı oluşturulmalıdır. Bunun yanında ürünün kalitesi dünya standartlarına çok yakın ya da daha ilerisinde olmalıdır. Bu alanda Türkiye ilerlemektedir. Unutulmamalıdır ki cari açık bir anda asla ortadan kalkmaz, zaman gerekli ve hükümet politikalarının ne derece verimli olduğunu incelemek gerekiyor.